Monday, June 18, 2012

We Need to Talk About Kevin (2011)

I watched this one a while ago, having been fascinated with the movie, I read all the reviews out there and couldn't stop but write my own. We Need to Talk About Kevin (2011) is a haunting psychological drama/thriller that makes you feel like something is about to happen throughout the movie. It studies something not new, but not emphasized in cinema. The relationship between a mother and a son has been a subject to movies, but not that sort. We Need to Talk About Kevin takes this relationship from the beginning : from an un-born Kevin and his pregnant mother, to terrible brutal series of events that are to come later.

Bu filmi izleyeli bayağı oldu aslında, filmden bir o kadar etkilenmiş, netteki film yorumlarını üşenmeyip okumuş biri olarak kendi yorumumu yazmadan duramadım. We Need to Talk About Kevin (2011) (Türkiye'de "Kevin Hakkında Konuşmalıyız" adıyla vizyona girdi) film boyunca sizde her an bir şey olacakmış izlenimi uyandıran, insanın aklına musallat olan bir psikolojik drama/gerilim filmi. Yeni bir seyi incelemiyor film, fakat vurgulanmayan şeylere dokunuyor. Bir anne ve oğul arasındaki ilişki sinemaya konu olagelmiştir, fakat bu türlü değil.  We Need to Talk About Kevin bu ilişkiyi en başından ele alıyor: henüz doğmamiş bir Kevin ve ona hamile annesinden başlayıp korkunç bir vahşetin olduğu olaylar dizisine doğru götürüyor hikayeyi.
Tilda Swinton put all the skills she has to this film, I think. She was stunning as performing Kevin's mother Eva, a shocked woman, trying to understand what she did wrong and save the situation, however things get out of her control. Was Kevin born knowing the fact that he was an unwanted baby, is all his evilness coming from that, why is that magic compassionate, affectionate connection never established between Kevin and his mother, is this Eva's bad fate?...

Tilda Swinton bu film için sahip olduğu tüm yeteneği ortaya koymuş sanırım. Şaşkına dönmüş, neyi yanliş yaptığını anlamaya ve durumu kontrol altına almaya çalışan kadını canlandırdığı Kevin'in annesi rolünde çarpıcı idi. Kevin istenmeyen bir çocuk olduğunu bilerek mi doğmuştur, tüm şeytanlığı bundan mı kaynaklanmaktadır, Kevin ile annesi arasında neden o şefkatli, sevgi dolu bağ bir türlü oluşmamıştır, bu Eva'nın kara yazısı mıdır?...
We saw a lot of movies where a son becomes the devil because of his parents engaging violence in child care. However, what if a child is born with a devil character, whereas mother is willing to supply all the care and love? This storyline and the advanced acting performances of the movie make it compulsive to watch albeit to its disturbing scenes. The movie is full with flashbacks. At the beginning, you don't quite understand what the movie is up to. Then, it doesn't take so long to understand that the inevitable events are awaiting.

Bir oğlan çocuğunun ailesinden gördüğü şiddet dolayısıyla şeytana dönüstüğü filmleri çok gördük. Ancak, ya bu çocuk annesinin tüm ilgi ve şefkat verme isteğine rağmen çoktan bir şeytan karakteri taşıyorsa? Bu ana tema ve üst düzey oyunculuk performansları, rahatsız edici sahnelere rağmen filmi izlemeye zorunlu kılıyor insanı. Film geri dönüşlerle dolu. İlk başta ne olduğunu pek anlamıyorsunuz. Fakat filmin kaçınılmaz olaylar dizisine gebe olduğunu anlamak çok uzun sürmüyor.
The movie is full with rich scenes which push the artistic side of the movie high. Storytelling and the editing is perfect. We Need to Talk About Kevin (2011) is a nightmare kinda movie that exposes you the things that you don't want to know about, the hardest moments of a mum, the complexity of the situation, the psychological feud that one cannot control...


Film, artistik açıdan çıtayı yükselten zengin sahneler ile dolu. Hikaye anlatımı ve kurgu mükemmel. Size hakkında bilmek istemediğiniz şeyleri, bir annenin en zor anlarını, durumun karmaşıklığını, kontrol edilemeyen bir psikolojik kavgayı gösteren kabus gibi bir film We Need to Talk About Kevin (2011).
In the mean time, let me mention about this years' Academy Award nominations and winners. As you'll know, Meryl Steep got the Best Actress award (and her third Oscar at the same time). With all my respect to Meryl Steep, we all love her and what a fantastic acceptance speech that was, I didn't quite get why Tilda Swinton was not in the nominees. Even tho I'm not a fan of her, she put a great performance, one of her best, as Eva, the mother of Kevin. The movie is disturbing, that's right. Academy doesn't like such disturbing movies, but then why is the Academy Awards the most prestigious and the most credited ceremony of all? I find the Academy very unrepresentative sometimes, prejudiced time to time and suspect its ability to cultivate high art...

Bu arada, biraz da bu yılın Oscar aday ve kazananlarından bahsedeyim. Bildiğiniz gibi, Meryl Steep En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı (bu aynı zamanda üçüncü Oscar'ı kendisinin). Meryl Steep'e saygım sonsuz, hepimiz seviyoruz onu, ne şahane bir ödül kabul konusması yaptı öyle, fakat Tilda Swinton'ın aday gösterilmemiş olmasını hala anlamış değilim. Kendisine pek fazla bir hayranlığım olmasa dahi, Kevin'in annesi Eva rolünde olağanüstü bir performans sergilemiş, en iyi performanslarından diyebiliriz. Filmin biraz rahatsız edici bir film olduğu doğru. Akademi de rahatsız edici filmleri pek sevmiyor, peki o zaman neden Akademi en prestijli ve en itibarlı ödül törenlerinden biri? Ben, bazen Akademiyi pek temsil edici bulmuyorum, zaman zaman önyargılı bence, ve sanatta çıtayı yükseltme kabiliyetinden de şüpheliyim...